Bir Çift Yürek

Bir Çift Yürek, Marlo Morgan tarafından 2000 yılında yazılmıştır.

Öncelikle kitabın çok ilginç bir hikayesi olduğunu söylemek isterim. Yazar, kitabı ilk yayınladığında gerçekten yaşadığı bir hikaye olduğunu söylemişti. Ancak aradan geçen birkaç yılın ardından hikayenin aslında gerçekte yaşanmadığını ileri sürdü.

Bana soracak olursanız yazar kitabında konu edindiği aborjinlerin, zaten kaçtıkları insanlar tarafından rahatsız edilmesini istememiştir ve yalan söylemiştir. Bu insanlar kim diye soracak olursanız cevap elbetteki ‘bizler’ olacaktır. Çünkü kitabın ardından birçok ajans film çekmek istemiştir. Bu ise aborjinler için oldukça terstir.

Aborjinler, teknolojiden ve yapaylıktan uzak bir hayat sürerler. Konuşmadan iletişim kurarlar ve daha aklınıza gelmeyecek bir çok ilginç yöntemle hayatta kalmaya çalışırlar. Kitap bunu ayrıntılarıyla okuyucuya sunuyor.

Peki bu kitabı kimlere öneririm? Bu kitap ilginç bir yaşamı konu aldığı için, bu tarz şeylere merak duyan okurlara bu kitap çok uygun olacaktır.

Aklından Bir Sayı Tut

Aklından Bir Sayı Tut, John Verdon’un 2010 yılında yazdığı ilk romanıdır. Türkçe olarak basımı 2011 yılında gerçekleşmiştir.

Kitap, bir katilin peşinden giden emekli cinayet dedektifi Daved Gurney’in hikayesini konu alıyor. Bir ara sıkılacak gibi olsanız da, yazar hemen konuyu toparlıyor. Emin olun katilin kim olduğunu öğrendiğiniz zaman çok şaşıracaksınız.

Okuduğunuza asla pişman olmayacağınız bir kitap. Zaten yazarın ilk kitabı olmasına rağmen bu kadar güzel kitap yazması çok takdir toplamıştı.

Peki bu kitabı kimlere önerebilirim? Polisiye roman sevenler için kesinlikle kaçırılmaması gereken bir kitap. Arşivinizde olmazsa, büyük bir eksiklik olur.

Yürüyen Ölüler

Yürüyen Ölüler romanı, Jay Bonansinga ve Robert Kirkman tarafından 2012 yılında yazıldı.

Aslında çizgi-roman ile başlayan bu hikayenin dizisinin çekilmesinin ardından bu romanın yazılmasına ihtiyaç duyulmuştur.

Diziyi izleyenler bilir.. Vali Philip, bu zombi dünyasında bir hayli acımasızlaşmıştır. Kitabı okuyanlar bunun nasıl geliştiğini ve Philip’in hayatının en büyük sırrını öğrenecekler.

Peki bu kitabı kimlere önerebilirim? Öncelikle diziyi izlemiyorsanız kitabı okumanız saçma olur. Ama diziyi izliyorsanız kesinlikle bu kitabı okumalısınız. Parçaların bir bir yerine oturduğunu göreceksiniz..

Acımak

Acımak, Reşat Nuri Güntekin tarafından yazılmıştır. Türkçe olarak ilk basımı 1987 yılındadır.

Kitapta, babasından nefret eden Zehra’nın babasının ölümüyle birlikte tüm gerçekleri öğrenmesini konu alıyor.

Pişmanlık,nefret, sevgi gibi duyguları konu alan kitabın bir ustanın elinden çıktığı çok belli. Kitabı bitirdiğinizde okuduğunuza asla pişman olmayacağınıza sizi temin edebilirim.

Peki bu kitabı kimlere tavsiye edebilirim? Klasik ve eski tarz kitapları sevenlere ve aile ilişkilerine dayanan romanlardan hoşlananlara bu kitabı tavsiye edebilirim.

İyi okumalar..

Kayıp Gül 2 – Ölümsüz Kalp

Kitap, Serdar Özkan tarafından 2011 yılında yazılmıştır.

Kitap ilk kitap olan Kayıp Gül’ün serisidir. Ancak aynı tadı yakalayamamıştır. Simyacı, Küçük Prens, Martı gibi kitapları seviyorsanız; bu kitap sizin için sığ kalacaktır. Her ne kadar aynı tarzda olsa da yazar istenilen havayı yakalayamamıştır.

İlk kitabı tutunca “bir kaç tane daha yazayım nasılsa tuttu” düşüncesiyle yazılmış gibi ne yazık ki.. Kayıp Gül’ün diğer kitaplarını okur muyum, muamma.. Çünkü bu kitap çok hayal kırıklığı oldu.

Kayıp Gül ne kadar iyiyse, Kayıp Gül 2 – Ölümsüz Kalp o kadar kötü.

Peki bu kitabı kimlere öneririm? Çocuklar için uygun desem pek de yalan söylemiş olmam sanırım. Betimlemeler, olay akışı büyükler için pek sıkıcı.. Yine de okumak isterseniz, iyi okumalar dilerim..

İffet-i Kalp

İffet-i Kalp, 2012 yılında Nuriye Çeleğen tarafından yazıldı.

Hz.Meryem’in annesinden başlayıp, Hz. İsa’yı doğuruncaya kadar varan bu serüveni bir çırpıda okuyorsunuz. Kitap roman şeklinde yazıldığı ve anlatımı çok güzel olduğu için, kitabı nasıl bitirdiğinizi anlamayacağınıza emin olabilirsiniz.

Yazarın harika betimlemeleri içinse, satırların altını çizmek için yanınızda bir kalem bulundurmanızı öneririm 🙂

Bu arada basım ve paragraf boşlukları da harika. Sizi bilmem ama ben buna dikkat edenlerdenim. Gözü ve gönlü yormayan bir kitap.

Peki bu kitabı kimlere öneririm? Dini kitapları okumayı sevenlere ve ‘dini kitaplar ağır bir dille yazılıyor ve çok ağır ilerliyor’ diyenlere.. Unutmayın bu bir roman, yazarın anlatımıysa bir harika.

Kamelyalı Kadın

Kamelyalı Kadın, Alexandre Dumas tarafından 1848 yılında yazılmıştır.

Romanda kamelyalı kadınımız Marguerite Gautier.. Çok güzel, alımlı, herkesin başını döndüren biri. Ancak bir metres olduğu için tek bir adama sadık kalması mümkün değil. Ama her yürek aşk istiyor. İşte roman bu noktada alevleniyor.En çok ilgi çeken kısımsa romanın gerçek bir kişiliğe dayandırılması. Romanda bahsedilen Marguerite Gautier, yazarın gerçek hayattaki sevgilisi Marie Duplessis’dir. Yazarın bu kitabı yazarak aşkını ölümsüzleştirmek istemesinin altındaki sebebi kitabı okuyunca acı bir şekilde göreceksiniz.

Peki bu kitabı kimlere önerebilirim? Aşk romanı sevenler için kesinlikle kaçırılmayacak bir klasik.